21 Mayıs 2012 Pazartesi

.....Dünya'nın Milli İçeceği COCA COLA.....


                    8 Mayıs 1886’da Eczacı Dr. John S.Pemberton, Georgia Atlanta’da üç ayaklı pirinç bir çaydanlıkta lezzetli ve serinletici bir şurup yaptı. Karbonatlı su ile karıştırdığı şurubu dostlarına ikram etti. Bu yeni şurup öylesine beğenildi ki Dr. John S.Pemberton Jacob’s eczanesinin bahçesinde bardağı 5 cent’ten satışa sundu. Günlük satışı ortalama 5 bardaktı.
Dr. Pemberton’un ortağı Frank Robinson iki C harfinin mükemmel bir estetik yaratacağını düşündü ve kendi el yazısıyla Coca-Cola’nın bugüne kadar değişmeden gelen logosunu yarattı.
29 Mayıs 1886 tarihinde ilk Coca-Cola reklamı The Atlanta Journal’da yayınlandı. 1886’da “Nefis ve Serinletici” sloganı ile yola çıkan Coca-Cola reklamlarda her zaman yaşamın birlikte geçirilen eğlenceli yanlarını ortaya çıkarıyordu. İlk nakliyatı, parlak kırmızı fıçılarla yapıldığı için, günümüzün en sevilen içeceğinin simgesi de kırmızı oldu.
Dr. Pemberton’un ölümünden sonra Coca-Cola’nın haklarını 2 bin 300 dolara satın alan Asa Candler, 1892’de 100 bin dolar sermaye ile kurulan şirketinin dünyanın 200 ülkesinde satılacak bir ürünü pazarlayacağını tahmin bile edememişti. Sadece bir “ürün” mü… Elbette hayır. Çağa damgasını vuracak bir kültürdü yaratılan. Damaklarda keyif ve eğlencenin adı olacak bu içeceğin ambalajı da özel olmalıydı.
Coca-Cola’nın şişelenmesine 1894 yılında küçük bir şekerci dükkanında tek makine ile başlandı. Geniş çaplı şişeleme yöntemine ise 5 yıl sonra geçildi. Ancak taklitlerinden ayırt edebilmek için farklı bir ambalaja ihtiyaç vardı. “Kırıldığında veya karanlıkta bile Coca-Cola şişesi olduğu anlaşılsın” arzusundan yola çıkılarak Root Glass Şirketi’nden yeni bir tasarım çalışması istendi. Dönemin ünlü tasarımcıları Alexander Samuelson ve Earl Dean hemen çalışmalara başladı.
Coca-Cola 1920’ye gelindiğinde artık bütün ABD’de pazarlanıyordu. Ardından uluslararası bir ürün olma yolunda ilk adım atıldı. Coca-Cola 20 yıl içinde Küba ve Porto Rico’da üretilmeye başlandı. Ardından Panama, Filipinler ve Guam, 1920’de de Fransa’ya ihraç edilmeye başlandı.
1950 yılında Coca-Cola ünlü Time dergisine kapak olan ilk ürün oluyordu. Time,Coca-Cola’yı “Dünya ve Dostu” manşetiyle tanımlıyordu. 1965 yılında da Türkiye’ye geldi. Aya ilk kez ayak basan Neil Amstrong, ay yolculuğu dönüşü New York Times Square’de “Coca-Cola’nın Evine, Dünyaya Hoşgeldiniz” pankartıyla karşılanıyordu.
.....İnanılmaz reklamlarından bazıları......


Aaaa sakın bu yazıyı yazdım diye coca cola sevdalısı sanmayın, ben sadece coca cola bağımlısıyım...
Başka bir yazıda da coca cola'nın zararlarını yazmayı diliyorum ve onun içinde şuan cola içiyorum.
İçilmemesi gereken ama dünyanın içtiği, bugün bırakıyorum dedirtip yarın buz gibi bir şişe cola içen insan oğlunun içeçeği....

8 yorum:

  1. Canım gene cola çekti...

    YanıtlaSil
  2. Bırak bırak, sen gel zararlarını yaz:)
    Dünya içebilir ama bizim eve girmek o kadar kolay değil:))

    YanıtlaSil
  3. Bir de şu kelime doğrulamayı kaldırsan, daha sık yazarım belki:)

    YanıtlaSil
  4. Çok daha iyi durmak yok yola devam delikanlı :)

    YanıtlaSil
  5. Pankreas kanserinden haberin yok sanırım. :)

    YanıtlaSil
  6. Hepsinden haberim var ama bu bir blog hep güzellik yazarak nereye,

    Evet içiyorum ama severek değil, (kaptan bilir)
    Dünyada en büyük radyasyonu dağıtan telefonu kim kullanmıyor...
    Antibiyotikli tavukları kim yemiyor...
    ( Bak bunun içinde bir yazı yazılır he)

    YanıtlaSil
  7. Antibiyotiği geçtim antidepresanlı tavuk yemleri var.Food Inc.'i izlemişsindir o zaman.

    YanıtlaSil
  8. Eee lazım tabiki hayvanların o halde yaşamaktam depresan ihtiyacı çekmeleri

    YanıtlaSil