27 Kasım 2017 Pazartesi

Eski Nesil

   Çizgi filmler sevdirdi bizlere hayatı belki de, yoksa severmiydik fareyi, ayıyı, belki sivrisineğin bile güzel bir çizgi filmi olsa onu öldürmek yerine kafese alıp besleyecektik. 
    Babalarımız sevdirdi bize futbolu, küfür etmeyi, sigara içmeyi, elinde kumanda yerine kitap, ağzında sigara yerine Nazım Hikmert ten sözler olsaydı belki bizde severdik müziği kitabı, ağzımıza küfür yerine iki güzel laf gelirdi belki de...
    Annemiz alıştırdı bizleri hazıra konmaya, suyu bile hazır meyve tabağımızın yanına koymazmıydı. Sabah bizden önce kalkıp kahvaltımızı hazırlayıp ütümüzü yapmazmıydı, yeri geldi mi kocaman adamlar bizlerin tırnaklarını kesmezmiydi. 
    Yıldızları izleyecek saatte akşam ezanı okununca eve gel demediler mi! 
    Sigara içerken karşılıklı yakmışken bu kötü sen içme derken onların sözlerini dinlerken bizlere yalan söylemeye alıştırmadılar mı!
    Biz nasıl dünyaya geldik diye sorunca, leylekler getirdi imajını çizip bizleri salak yerine koymadılar mı!
    Biz doktorculuk oynarken, hayır sen git çöpçülük oyna diye halının üstünü temizletmediler mi! Bizlere...
    Televizyon da insanlar öpüşünce kapa gözlerini demelerine gerek kalmadan gözümüze sabun kaçmış gibi olmadık mı! bizler
    Bizler evimizde kendimiz olamadık ki, prens, çöpçü, cansız varlık rollerine bürünmekten biz bir erkek olmayı öyle geç ögrendik ki, belki de öğrenemedik ama bundan sadece biz mi sorumluyuz! 
  Odun olmayı biz mi istedik yoksa odun olmamız için bizi çok sevdiklerinden onlar mı uğraştılar. Siz siz olun çocuklarınıza bir birey gibi davranın, duygularını, hislerini, samimiyetlerini, her hallerini sizin ile paylaşmalarına yardım edin ki gelecek nesillere güzel evlatlar yetiştirsinler der Bezelye
     

30 Mayıs 2017 Salı

SELAM OLSUN,


                                                                               
                                                                                            23.03.2017
Uzak gecelere yatarsın,
Bilinmez sabahlara uyanırken,
Neyi beklediğini değil,
Ne olmak istediğini düşünürken,
Kaybettiğin günlerin değil,
Gelecek günlerin selamı olur kalbinde,
Yokuşları çıkmak için değil belki ama,
Sert rüzgarları geçmek için uğraşırken,
Bir de bakmışsın ki yanında bitiverir hayat,
İşte o zaman büyümüşsündür be kereta,
O sokak topuna vurduğun,
Dombili misketler ile geçen zamanda olsa bile aklın,
Büyümüşsündür be kereta,
Selam olsun seni büyütenlere,
Selam olsun senin ile aynı yokuşu çıkmak isteyenlere,

                                         Emir Begit
                                          BEZELYE

29 Mayıs 2017 Pazartesi

Kokuya ulaşmak

Hatırlıyormusun bilmiyorum ben sanki hep o an ile yaşıyor gibiyim ama seni ilk gordugumde yanaklarindan opmustum, ikinci bulusmamizda tekrar yanaklarindan ama bu sefer benim yanaklarim degil, dudaklarim degmisti o ciplak yanaklarina dudaklarim istila edilmisti o vakitten sonra, üçüncü buluşmaya kadar beraber yasamadik dudaklarim ile benden cok daha özgür hissediyorlardı kendilerini, ardından bir kez daha farkli oldularini anladım avuç iclerine sahip oldular buseler koyarak ondan cesaret alan ellerim avuç iclerini kapattı sakladı dudaklarimin avuç içlerin ile birlestigi yeri...
       Ne demezsin yaa ellerim ile dudaklarim artik aynı dili konusuyorlardı sen sen sen, ben ise onlarin dediklerini yaşıyordum. Heyecanla dörduncu bulusmaya adimliyordum beklemedigin yerden geldi soru, senin dudaklarin sordu soruyu bana ne mi oldu! Hiçbir şey hatirlamiyirum kopuk o vakit bende saatin pili bile bitmiş, kesin beynime yıldırım düştü, orada hayat çizgim değişti. Yaşıyormuyum diye gözlerimi açtım, kapamam gerektigini anladım neden mi dudaklarin sakalimı hapsediyordu ama bildigimiz tutukluluk hali değil bu, bayağı hapisolmak için fırsatını bulmuş ve müebbet hapis cezasının onanması için suç işlemeye hazırdım.
       Hissetmediğim söz geçiremediğim öyle çok hisli bölgelerim olduki topraklarımın hepsinde sen yaşıyordun ve ben ülkemi senin yönetmeni istiyor gibiydim. Beşinci kavuşmamız, boynunda gezen elim ile başladı. Saçlarının diplerini boyuyor gibi ilgiliydim bütün koca kısa bir gün, kendim ile çelişirken bile zevkliydi. Sakallarımdan sonra kokuna da hapsolmuştum. Boynuna usulca yaklaştığımda gözüm kararmış meger annem çilek reçeli yapıyormuş o kokuyormuş boynun, kaç kavanoz doldurur bu reçel onu bilemem ama dopdolu içim, kelebekleri duyuyorum içimde büyüyorlar, arada uçarken görüyorum ama ne desem boş istila ettiler onlarda oradan da esirinim....
         Altıncı haykırma,