11 Aralık 2014 Perşembe

Sigaraya karşıyım, içime çekeceksem bu sevdiğimin nefesi olmalı,


Sebebi olsun olmasın güzel dursun durmasın ben karşıyım,

- Vapurun iskeleye bağlandıktandan sonra inmeye karşıyım, orada bile heyecanın yoksa oooo

- Hava yağmurluyken evde oturmaya karşıyım, bir şekilde ıslanmak varken,

- Çayın sıcak içilmesine karşıyım mesela içimi yakacak başka şey varken çaya mı düşmüş o,

- Kadını hissetmeden öpmeye karşıyım, dokunmak bile tüyleri diken diken ederken bide öpmeyi öpebilmeyi düşünsene yaaa,

- Kitabı bitirmek için okumaya karşıyım, ben en sevdiğim yerinde dursun isterim hayat,

- Geceyi uyuyarak geçirmeye karşıyım, yapacak bir sürü şey varken, aklın nereye kaydı desem,

- Ağlamayan erkeğe karşıyım, öyle salya sümük değil adam gibi tabiki.

-Hava güneşliyken şezlonga uzanmaya karşıyım, sen hiç yağmurluyken denedin mi bu hazzı, böyle damla damla yağar tenine için ürperir ulu orta,

-Kahve içmek için sebep aramaya karşıyım, gel senin bardağın olayım demek isteyen birinin hadi bir kahve içelim demesi gibi,

- Birileri bir şey der diye ulu orta sevişememeye karşıyım,

- En güzel zamanları para peşinde koşarak geçirmeye karşıyım, zaman tek ulaşamayacağımız birim sonuçta,

- Zenginlerin kendine müslüman olmalarına karşıyım, Ateistmisin kardeşim,

- Yaş farkına karşıyım, banane yaştan, kimliği ile mi el ele tutuşacağım,

- Yalana karşıyım, hele ki gözünün içine bakan birinin yalanına,

- Poster asmaya karşıyım, git sevdiğinin resmini as kardeşim,

- Spor salonuna karşıyım, spor için yer zaman mı gerek, git seviş en güzeli,

- Askerliğe karşıyım, ben mi kurtaracağım memleketi gitsin akp kurtarsın,

- Yalnız uyumaya karşıyım, mezarda yeterince yalnız kalmayacakmıyız, sert oldu ama öyle,

- Arabaya karşıyım, sarılarak yolculuk yapmak varken neden başka koltuklara oturalım ki,

- Giyinik uyumaya karşıyım, ten tene uyumak varken,

- Sıcağa karşıyım, benim ısıtmadığım ortamın ne zevki olabilir ki,

- Dudak kurumasına karşıyım, gel ben ıslatırım,

- Sosyal ağlara karşıyım, hadi gel biz sosyalleşelim,

- Peynire yalnız karşıyım, gel rakı ile beraber kaybolalım,

- Deftere karşıyım, gel tek tek sayfalara yazalım,

- Fişlemeye karşıyım, ulan dölümüz bile fişli bu saatten sonra,

- Tatlı yemeye karşıyım, tatlı bir sohbet varken tatlıyı ne yapayım,

- Manzaraya karşıyım, benim manzaram yanımda olacak kardeşim,

- Gögüs kasına karşıyım, dayanacak mis gibi bir baş olmadıktan sonra,

- Sevgili ile gidilen sinemaya karşıyım, bana sen lazımsın sinema değil,

- Hediyeye karşıyım, ben ona o bana hediye olmuş yetmez mi,

-Sığ sulara karşıyım, boğulacaksan derin suda boğulacaksın,

- Ağlayan kadına karşıyım, kadın dediğin canlı gülecek, yüzünde güller açacak,

- Ruja karşıyım, bana safi dudak gerek,

- Tv izlemeye karşıyım, hatunumun boynunu izlemek varken,

- Masaja gitmeye karşıyım, kendi salonumuzu açalım olmaz mı,

- Duble yola karşıyım, bana duble rakı gerek,

- Tuzlu fıstığa karşıyım, bomonti var ise fıstığı alırım,

- Galata ve Kız Kulesine hatun ile gitmeye karşıyım, İstanbul'a aşığım,

- Alarma karşıyım, gerçek sebepleri olmalı insanın uyanmak için bak gör kim önce kalkıyor o vakit,

- Sigaraya karşıyım, içime çekeceksem sevdiğimin nefesi olmalı,

- Öz geçmişe karşıyım, birinin gözlerinin içine bakarak anlayamıyorsan neye yarar ki sayfalar,

Not:  Karşıyım neye nasıl olduğunun önemi yok sadece ben olduğum için karşıyım belkide ne fark eder ki .... Hayat karşı görüşlerin birleşmesi değil mi sonuçta...





18 Kasım 2014 Salı

KOCA ŞEHİR YALNIZLIK KOKUYOR

             

                 Kadın, usul usul eğilir adamının kulağına, dile benden ne dilersen diye açıp kapatır ıslak dudaklarını,
                Adam, gamzesi ile birlikte güler boynuna kokusu sinerken kadınının ve haykırır içine içine hayal kuralım mı diye;
                Kadın hisseder, gerçeği yaşamak varken demeye varmadan durur, tüyleri bile korkar  adamın anlatmak istediğinden içine kor ateş düşer, adam gerçek bize acı gelir biz anca hayalini kurarız der ve midesine oturur kendi sözleri bile dudağı bükülür gözleri fazla mesai yapar.
                 Kadın atmadığı kadar hızlı adım atar adamının yanına göğsünün üstüne koyar ıslak yanaklarını, onun için yapabileceklerini düşünürken gerçekliğin ne kadar acımasız olduğunu kalbinin atışı bir kere daha yüzüne vurur.
                Adamın o kokusu o gözündeki birikintilere o küçük elleri dayanamaz kadının duası olmak ister her anı olsun der içinden titreyerek, adam bakar gönlünün sahibine  iyice çeker kendine kadını hıçkırır kadının o küçük ellerine, ellerini tutar o gece ilk ve son kez bakabilir belki de kadınına o da emsalsiz parmaklarındaki yüzüğe olur. Kadının içine içine akar bu bakış dayanamaz daha fazla bırakır selleri nehirleri debisini kimsenin bilmediği taşkın suları,
                Dik durmanın zamanıdır olmadığı kadar dik durmanın ikisine de öyle öğretilmiştir.  Zaman mekan fark etmez, ayrı kalırlar koca şehrin ıssız köşelerinde hayat bunu ister onlardan bazen hayal bile kurdurmaz, çok görür onlara (belki de hepimize...)
                Bundan sonra erkeğin büyük yalnız dostları olur. Yağmur ne anlatırsa dinler onu, rakı kadeği boş ya da dolu en kadim dostu olur, kitaplar sessizliğin kütüphanesi oluvermiştir belkide nemden kıvrılmışlardır, çay sevdiği kadının dudağı gibi gelir ve onun için en demlisinden demler her fırsatta, kahve sevdiği kadının teni oluverir şeker ya da süt koymaz, kıyamaz onlar ile paylaşmaya ama en acısı da sığınacak limanı yoktur artık koskoca okyanusta çapasız dümensiz kayıptır bundan sonra,
                Kadını ise duvarlar ile konuşur küçük biblolara sempati duymaya başlar, en sıkı dostu nutella kavanozu olmuştur bitenleri bile saklar belki geri dönerler diye, kahve makinesi alır hemen en yenisinden her seferinde bir fincan da ona yapar yıkar onun fincanını bir kere içti diye hep içer sanır, saçlarını bilmediği modeller ile tanıştırır, sadece rengi güzel diye ayakkabılar alır numarasını bilmediği, kaldırdığı ayıcığı yeniden yatağının yanına alır ama o eskisi gibi değildir...

               Sonuçta iki yaralı kalp hayata tutunur, geceleri sabahları birbirlerini düşündükleri zamanları çıkarınca geriye çok bir şey kalmaz (hiç bir şey kalmaz) ama sadece onlar bilir bunu çünkü öyle öğretilmiştir hayalini kuracakları hayata bile mutlu rolü yapmaları....

                                                                                                 BEZELYE EMRİLYO