30 Aralık 2012 Pazar

HIRSIZ DENEN MAHLUKAT İLE KARŞI KARŞIYA KALMAK


       Bu yıl başka post atmadan bitirmeyi düşünürken hayat hayır öyle olmaz bir post daha yazacaksın ve bu postu ben sana bulacağım der gibi bu sabaha karşı saat 07:00 dolaylarında karşıma böyle bir hikaye çıkardı ve bende sizin ile paylaşma ihtiyacı duydum bezelyelerim...
   
       Bildiğiniz üzere bazı sebeplerden dolayı yeni yeni oturumların olduğu bir sitede 1+1 dairede ikamet etmekteyim kısa bir süredir. Cumartesi gecesi biraz geç bir saatte eve gelip bilgisayarımı açıp Fm2013 oynayıp Mr.E ve Savicevic ile muhabbet ederken uykuya yenik düşmüşüm.

       Uykumun yeterince hafif olduğunu bildiğinizi sanmıyorum ama ufak bir tıkırtıya gözlerimi açtığımda odanın kapısının önünde karanlık bir halde bir silüet farkettim, biraz uykulu olduğumdan kısacık bir süre bunun farkındalığını anlamaya çalışırken ani bir refleks ile yerimden kalkıp; tabi ki bunda kapının yanında duran küçük masanın üstündeki telefon, saat, cüzdan, laptop dörtlüsününde etkisi olduğunu belirtmek isterim.  

       O küçük masaya doğru harekete geçen o şerefsiz elin en kısa sürede etkisiz hale getirilmesi için hem güçlü bir ton ile bağırarak hemde sert bir yumrukla neye uğradığını şaşırttıktan sonra ben bu şahsı muhteremin  nereden geldiğini anlamaya çalışırken ani bir geri çekim ile geldiği yoldan balkondan atlayarak onu bekleyen arabaya uçarcasına atlayıp aydınlanan günün içine başkalarına kabus olmaya doğru firar ettiler bezelyelerim.

     Ne yapalım belli zamanlarda belli hırsız arkadaşlar ile münasebetlerim olmasına rahmen 2012 yılının böyle bir muhabbet ile kapanması beni 2013 yılından çekinmemi sağlamış olmaktadır. Şimdilik bu kadar başka bir 2012 süprizi olmaz ise 2013 yılında ilk Taksim maceramın posttunu yazarak sizleri buradan selamlayacağım Küçük bir sürü sevimli bezelyelerim...
   
    Genede herkesin yılı mutlu, huzurlu, hayatta az ile yetinmeyi, sevenleri ile birlikte olmayı nasip etsin bezelyeler.....

26 Aralık 2012 Çarşamba

DİKENLİ YILBAŞI AĞACI


Herkesin merak ile beklediği yılbaşına artık 1 haftadan daha az bir süre kaldı. Bu aralar bloglarda en çok gözüme batan postlar yılbaşı süsleri, evlerini yılbaşına hazırlayanlar, kendilerini yılbaşına ayarlayanlar, programlar ile hazırlananlar gerçi benimde bir yılbaşı programım var  ve tabi ki hediye yağmurları postları olmakta, benim keyfimin biraz git gelli olmasından birazda aman efendim niye biz millete uyuyoruz millet bize uygun havasından ama bu şekilede kimsenin uyacağını sanmıyorum ama neyse diyorum.

İşte yılbaşındaki özenle hazırladığım ağacımın kısacası kaktüsümün resmini buraya koyuyorum sevgili bezelyeler.. Şuanlık etrafı hediye olarak boş durmakta ama bunun kadar küçük bir kaktüsün altına hediye bulabilirseniz bende alabilirim hayır demem anlayacağınız... 

Arkadaki noel baba isteksiz sanki...

Noel Baba yanıyor sanmayın sorun yok

Not: Kaktüs kesilmemiştir ve uzun bir ömür ofisimi süslemektedir ve çok büyük bir ilgi olmaz ise bu hayatını devam ettirmeyi düşlemektedir. 

25 Aralık 2012 Salı

TÜRKİYE 2012 GÜZELLİK YARIŞMASI

........Top 10 Karşınızda BEZELYELER......
Koskoca yılımız bitmek üzere televizyonda, gazetelerde, dergilerde hep bu yakışıklı yüzleri görüyoruz. Acaba sizin beğenileriniz hangilerine daha yakın bezelyeler.. Benim favorim 10 numaradan yana ama sizinkinide merak ediyorum.Boyu biraz kısa olabilir ama o sevimli gülüşü bana yeter.. Bakalım siz ne diyorsunuz.

Listeye baktığımda yeni yüzlerden sadece Çağatay Ulusoy ve 10 numara dilkkatimi çekiyor. Öteki erkeklerin hepsi uzun bir süreden beri göz önündeler artık biraz yüzlerimi eskidi acaba.. Bu liste sadece türkiyeyi kapsıyor beğeniye göre yurt dışına da açılmayı düşünüyorum sevimli bezelyeler...
1. Tolgahan Sayışman 1981 İstanbul Doğumlu, 1,89 Boyunda,

2. Burak Özçivit 1984 İstanbul Doğumlu, 1,87 Boyunda

3. Engin Altan Düzyatan 1979 İzmir Doğumlu, 1,83 Boyunda
4. Kıvanç Tatlıtuğ 1983 Adana Doğumlu, 1,88 Boyunda


5. Murat Yıldırım 1979 Konya Doğumlu, 1,77 Boyunda 

6. Murat Boz 1980 Zonguldak Doğumlu, 1,86 Boyunda

7. Kenan İmirzalioğlu  1974 Ankara Doğumlu, 1,88 Boyunda

8. Çağatay Ulusoy 1990 İstanbul Doğumlu, 1,89 Boyunda

9. Mehmet Günsür 1975 İstanbul, 1,75 Boyunda

10. Aslan Can Begit 2010 İstanbul Doğumlu, 82 cm Boyunda
Not. Bu yakışıklıları görünce not yazasım kalmadı bezelyeler haberiniz ola.. Yoksa daha çok yazacak şey var bu yakışıklılar hakkında helede en çok 10 numara için bezelyeler....

23 Aralık 2012 Pazar

PARANORMAL ACTİVİTY GECESİ


     Bu aralar bazı gecelerin tamamen kendime kalmasından dolayı uzun zamandır izleyemediğim ve bayağı bayağı birikmiş durumda olan korku ve gerilim film koleksiyonumda kalabalık bir şekilde yer alan ve şu ana kadar  sadece birini izlediğim paranormal activity serisini tekrardan izleme kararı almış bulundum.

    Uyku sorunu çok çekmememden dolayı 23:00 da başladığım seri kısa aralıklarla ve acaba o ses neydi tripleriyle, bu dingoda  ne zaman nereden çıkacak çıksada rahatlasam edalarıyla tırsa tırsa yok yok tek başına 3 tane arka arkaya bu tarz filme hiç gerek yokmuş diyerek serinin sonunda 3 koltuğada yarımşar saat anca oturarak bitirmiş bulundum. Bittiğinde hocanın benim yerime namaza başlamasından dolayı beni en iyisi nasıl olsa artık uyku tutmaz tutsada bu iblis benim ile uykuda karşılaşır diyerek dışarı attım kendimi....
     İşe vurdum kendimi akşam olup Oh be deyip günü bitirirken ne yesem derken soğuk havanında etkisiyle alışveriş merkezinde buldum kendimi yemeğimi hüpürtektikten sonra eve doğru yol alma eğilimindeyken sinemanın önünde ( niye sinema ile yemek alanını aynı kata koyduklarınıda buradan anlamış bulundum) PARANORMAL ACTİVİTY 4 afişini görünce oğlum Emrilyo sana bugünde uyku yok ve bezelyelerede bu aptal cesaretini anlatacak bir post buldun havalarıyla nedense sırıtarak sinemada yerimi almış bulundum. Suare olmasından dolayı tek tük kişiliklerin olduğu salon bana nedense fazlasıyla karanlık geldi ve yok yok bunu izlemeye şimdi gerek varmıydı edalarıyla filmi bitirmeme sebep oldu evin yolunu tutarken acaba ilk hangi ışığı yaksam onu kaparken hangisi açarım kapıyı akç kere kitlesem yada hi kitlemesem mi diye fikir teakisi yaparak evin içinde  bir aydır yakmadığım elektriği yaktıktan sonra sabahı sabah ettim tekrardan televizyonun karşısında ama bu sefer izlediğim seri nedense Hangover serisiydi..(Artık bir ay Tv yok yasağı geldi)
     Şimdilik izleyemediğim bu tür filmleri tekrardan rafa kaldırıp siz birazcık daha oralarda kalın diyerek en azından Hangover 3 çıkana kadar bekleme kararı almış bulunmaktayım benim Küçük Bezelyelerim....
     
     Not: Bana sorarsanız bu seri öyle müthiş  gerilim serisi falan değil. Ama arka arkaya Aslan Kral serisini izleseniz kendinizi Simba sanarsınız gibime geliyor.

       Bu benzetmede kullanılan Aslan oğlumun adı olduğundan torpil geçilmiştir  :) BEZELYELER

20 Aralık 2012 Perşembe

BU YILBAŞI BİR PLANIM VAR



    Yirmileri yeni bitirmiş saftrik biriyimdir. Bu yaşıma kadar hiç bir yılbaşımı tek başıma kutladığımı hatırlamıyorum. Gerçi yılbaşını kim tek başına geçirirki der gibisiniz bana ehhh dedim size saftrik biriyim işte...
 
    Ama şöyle büyük bir planım var bu yılbaşı için gerçi benim için büyük, size söylediğimde hiçte büyük gelmeyebilir.
    İstanbul'un en kalabalık merkezi olan taksimde yılbaşı akşamı kimseye randevu vermeden yanımda tanıdığım kimse olmadan tek evet tek başıma taksime gidip, elimde fotoğraf makinası belkide video kamera ile taksimin aşıklarını , taksimi taksim yapan kişilikleri, taksimin bomboş olamayan sokaklarını, o gece kimsenin dikkat etmeyeceği yalnızlıkları  fotoğraflamayı bazende videoya çekmeyi düşlüyorum.

    Bezelyeler demeyin öyle......
 
    Bakın neler çıkacak neler; barlardan çıkan çiftler, 10'dan geriye sayanlar, öpüşerek duranlar, birbirlerine bakanlar, dilekler dileyenler, hayatları bir yerde kalanlar, kuşlar, böcekler, para için çalışanlar, mutlu gözükmek isteyenler, kaybolup gidenler, ağlayarak bakanlar, olmak istemediği yerde olanlar, yalanlar, daha neler neler hepsi oradabeni sonrada burada sizi bekliyor olacak...

    Bezelyeler  bakalım bu planım için neler düşünüyorlar...
    İlgilenenlerin olumlu olumsuz fikirlerini bekliyorum küçük bezelyelerim...

   

19 Aralık 2012 Çarşamba

Yok YoK KaŞınDıM GaLiBA


MİM DÜŞTÜ :)

   Saat gene geceyi geçti ve gün ışımaya başladı ben bilgisayarımın başında mimlerinin kıymetinibilir vaziyette keyif ile gelen mimleri cevaplayacağım şimdilik gelen mimlere mim ile kaşılık verip işi savaşa çevirmek istemeyenlerdenim bezelyeler....

     Tosbağanın Dünyası en kısa sürede seni mimleyeceğim dedikten 5 dakika sonra beni mimleyerek (abartıda güzel oluyor ama) abov diyerek ( gerçi bu ses benden kolay kolay çıkmaz ama neyse) bu gece mim hazırlıkları olduğunu anlamış bulundum ve konuyu kafamda canlandırdım haydi bakalım ne kadar canlıyız bir bakalım.

    Blogunda Okuma Listende Görmek İstediklerin ve İstemediklerin Nelerdir?

    Görmek İstemediklerim; Buralarda herkesin hayalleri ve gerçekleri var bunlarla dalga geçmesinler... Bu sayfaları kullanmaya hikayelerini birileriyle paylaşmaya ihtiyacı olan duygusal hayatlar var onlara aval aval bakmasınlar....
   
     Yaşayan hiçbir canlı duygusuz olamaz sadece ve sadece hayat onu o tarafa yönlendirmiştir ve zorunlulukta kalarak hayatta seçimini o taraftan yana kullanmıştır.
   
       Benim gözlerim biraz kısıktır onun için galiba görmek istemediğimide görmem ona göre...
   
      Dün başlayıp bugün biten yazılarda biraz hani koparıyor sanki...


     Görmek İstediklerim; Güzel müzikler ben çok bulamıyorum enstrümantal olursa makbule geçer. Resimler fazlasıyla ilgimi çekiyor. Hikayeler alıp götürüyor. Gezi yazıları hem resim hem bilgi işte blog dedin mi bulur...
 
     Yemek o olmazsa olmaz ama hepte mercimek köftesi değil hani... Farklılık en önemliside bu farklı farklı konular ve farklı bir dil ama kendisi has olursa dahada mabule geçer...     Not: Bu arada mim için hazırlanırken Melodram'ın da mimlemesi üzerinde bu haftayı kendim için mim haftası ilan ediyorum ve ayın 21'indeki kutlamalarda konuşma yapmak için bende şirinceye gidiyorum artık yapacak birşey yok bezelyeler....    

      Tamam tamam ben çaktırmadan ortadan kaybolayım yeni mimler beni bekler küçük harika bezelyeler.... 
 

 

18 Aralık 2012 Salı

MİM KOLİK OLMAK İSTİYORUM

  
     Mim kolik olmak istiyorum ama böyle değil geçen hafta Mr.E'nin mimine cevap verdiğimde dostlardan Denizin Yıldızı bende aynı post ile seni mimleyecektim dediğinde en kısa sürede bekliyorum demiştim ondan bir MİM ...

      DenizinYıldızı beni tanımaz bilmez blog dostuyuz diye düşünürken meğer içimide okuyabiliyormuş çaktırmadan, öyle güzel bir mim ile geldiki bana kitaplardan gök kuşağı sadece bu kadar güzel bir niyetti isteği ama benim için değişik duyguları tekrardan karşıma çıkarmak oldu sadece bu küçücük dileği...
    Hayat çok garip bundan 20 gün önce olsa 2 katlı bina yapacağım kitaplarım şu an bu karton kolilerin içinde havasız ve yorgunlar, belkide bana birşeyler anlatmak istiyorlar..

    Bende DenizinYıldızının mimine böyle değişik bir bakış atarak uzanmak istedim yorgun ellerim ile...

    Keşke keyfim ve zamanım olsaydıda bu karton kutuları bile renklendirip burada en azından benim renklerim ile size gözükselerdi. Belki bir dahakine DenizinYıldızı...
   
 Der çeker giderim buralardan küçük Bezelyeler......
   

   
   

16 Aralık 2012 Pazar

Mr.E; HİŞT SEN MİMLENDİN DEDİKTEN SONRA

    Amanın Mr.E karşımda oturuyor ve seni mimliyorum Emrilyo diyor bende o nasıl oluyor derken lafı sokuyor görürsün sonrada öğrenirsin diye;
   

Mantığın mı yoksa duyguların mı ön plandadır?

  Cevap ne yazık ki mantığım, ama bu huyumu hiç mi hiç sevmiyorum. Beni bırakanlarında en büyük dertleri budur. Duygusal bir adamım derken bile galiba mantığım öyle söylememi emrediyor gibime geliyor. Ama ben genede duygudal bir adamım diyeyim.
  Şöylede tarif edebilirim kendimi mantıklı bir duygu yoğunluğu yaşıyorum. Karşımdakinin yoğunluğuna göre bazen hiç bazende biraz duygusal gözüküyorum ..
  Saçma işte...

İnsanlar niye mutlu değiller? Niye gözlerinin önündeki mutlulukları görmüyor ve şükretmesini bilmiyorlar?

   Dünyanın sonu geliyor diyen bir toplulukta yaşıyoruz. Nasıl mutlu olabilirki... Siz hiç kendini bilip bilmeden herşeye sahip olmaya çalışan insanları görmedinizmi? Elindekiyle yetinmeyen bir insanoğlu bu, ister istemez çocukluktan geçiyor bu bize...
    Örnek mi lazım; bebekten aynı anda beş tane araba taşıyan yada beş tane bebek ile oynayan yada toplarını kimseye vermeyen çocuk görmediniz belkide bunlardan biride biziz..

Çok para harcayıp, keşke almasaydım ya da harcamasaydım dediğin bir şey var mı?

Ben çok parayı kendine harcayabilenlerden değilim. Yakınımdakilere hıymadan para alırım ama kendime geldimi şirinlerde cimri varmıydı hatırlamıyorum ama onun kadar sevimli bir cimri olurum orası kesin bezelyeler....

Haklı olduğun bir konuda kendini savunur musun? Yoksa susmak adalet mi dersin?

   Ben haklı veya haksız her konuda ilk başta kendimi biraz savunurum. Sonrasında karşıdakinin tavrına göre şekil almaya başlarım. Daha gençkken biraz daha salakça saunuyorudum kendimi ama ister istemez oturmaya başladı bu huyumda şimdilerde daha usturuplu oldum galiba....

Tok gözlü müsün? Yoksa her şeyim olsun diyenlerden misin?

Hayatta en önemli isteklerim yerine gelmişti. İyi bir iş, güzel bir aile ve onun meyvası ama biraz kendime bok atayım ortasındakini tutamamışım belki buda farkına varmadan diğerlerinin suçu olmuştur. Ama hayat böyle bir yerden alırken diğerinden kesiyor.    
      Önceliğim huzur gerisi yalan benim için o olmadan gerisi boş.....
    Eh fena olmadı sanki bezelyeler.. Dert çok histe çokmuş galiba neler oluypr bana duygusal duygusal konuşmaya başladım. Yok yok bu gelip geçicidir kalmam böyle rahat olun siz küçük bezelyelerim....

4 Aralık 2012 Salı

ASLANCAN GELECEĞE YATIRIM YAPARKEN

  
Her erkek çocuk ( hadi biz buna erkek çocuk diyelim) araba ile oynamayı sever. değişik sesler çıkarıp değişik hızlarda farklı türde arabalarla oyunlar oynarlar bizim ufaklıkta bunlardan biri ama bu aralar aklımı başımdan alacak durumlara gelmek üzere olan bu hevesinin son noktalarından birinide sizin görsel olarak izlemeniz için gözlerinizin önüne sunuyorum.

    Arabaları her birini indirdikten sonra kendi oturup banada otu otu diyerek beni ve bütün oyuncak mağazasını gülmekten birbirine katan ASLAN parçam önğnden alınması muhtemel bir arabayı hissettiğindede verdiği tepki ile bütün alışveriş merkezini kendine amade edebileceğinin sinyallerini vermektedir.

    Anlayacağınız bu videoda görünen alanda tam tamına sıkılmadan 75 dakika geçirmiş bulunmaktayız size videonun ortalarında çekim yaptığımı ve sonuna doğru videoda gözüken alanın 2 3 katına kadar bir alanı tek başımıza kontrol ettiğimizide ayrıyeten belirtmek isterim. Kasaya korumalarla gittiğimizi mağazadan çıktığımız anda da arkamızdan dükkanı merkezden çıktıktan sonrada merkezi kapattıklarınıda söylememe gerek olmadığını sanıyorum..

   

    ASLAN parçama bütün arabalar feda olsun .... Gerçi ben demedende o arabaları feda edilecek hale sokuyor ya neyse artık.....

   Tekrar görüşmek üzereeeee bezelyeler....