Evet,
konu gene Futbol. Bu aralar ne yazık ki stresli ve ilginç olayların
olduğu futboldan başka birşey konuşulmaz oldu. Ben bu yazıyı
yazarken Avrupa'nın Şampiyonlar belirlenmiş olacak. Herzaman günü bugünü düşünen
türk futbolu; bazı avrıpa takımları veya örnek vermek gerekirse Borussia
Dortmund, Montpellier, Bilboa, lizbon, porto, hoffeniam gibi takımlar
hep geleceği düşünüyorlar, zaten geleceği düşündükleri için
o gün geldiğinde hazır oluyorlar. Fransa'nın süper takımı PSG
150 milyon euro harcamış, Türkiye' nin en iyi defans oyuncusu
Lugano yedek oturuyor. Tek bir oyuncusun değeri kadar olan
Montpellier in puan kaybetmesi için bekliyorlar. Bayern Münich
solda ribery 40 milyon euro sağda robben 40 milyon euro kalede neuer
30 milyon euro (hem bu oyuncuların alım değerleri bu fiyatlar yani
yaratılan bir fiyat değil ) ama orada da şampiyon Borussia
Dortmund. Golcüsü levandovski 3 yıl önce türkiye de iyi bir
takıma teklif edilmiş o oyuncuyu 400 bin euro ya alıp şuan 15
milyon euro ya çıkartan dortmund şampiyon. Burada yanlışlığı
kim yapıyor. Bana göre dünyada iki üç tane
sistem var. Biri; hazır ve bazı yetenekleri olan oyuncuları
yüksek fiyatlara alıp karma bir takım kurmak ve bu işi kısa
sürede halletmeye çalışmak ( tabiki bu başarı bulunduğun lige
göre değişir) ki çok zor ve devamlılığı olmayan bir
seçim.Biraz bilgisayar önünde oynamak gibi geliyor bu sistem bana
fm yi açıp takımı seçip oyuncular alıp sonra iş kötü gidince
yeniden açıp aynı oyuncuları almamak gibi geliyor.Sıra benim
fazlasıyla sevdiğim ve genel olarak son yıllarda devamlı
başarının geldiği tamamen bir fabrika gibi çalışan sisteme
geldi. Bunun için bir şema yaratalım bence; örnekler ( barca,
dortmund, montpellier, bilboa, porto, ajax, arsenal) ilk başta kulüp
gibi yönetileceksiniz. ÖRNEKLERİ yukarıda var size en yakınının
ve size uyabildiği kadarını alacaksınız. Bir tane yönetim
şeması olacak, herkes birbirine bağlı ve bilgi paylaşımcı
olacak. İş bölümü yapılmış bir yerde çalışanlar bilirler,
sadece işlerini yaptıklarında başarının geleceğini, (ama
şunuda unutmamak lazım bu ülkede kaos sistemi var) parantezdeki
sorun içinde kurt lakaplı bir hoca gerekli. Bir duruşu olan yeri
geldi mi soruna direk gögüs geren, oyuncunun düşüncesini
gözünden anlayan yeteneği görebilen isteyene formayı veren,
futbolcunun verimliliğini %80 lere çıkarabilen bir antrenör.
(bayağı morinho oldu sanki. Ama bu işi türkiye de yapabilecek en
az beş hoca var) Olmazsa olmazlardan biride antrenörün iş yükünü
azaltan zamamını kaliteli kullanmadını sağlayan uyumlu sokak
ağızlı futbolun piçi olmuş sportif direktör gerekir.
Yönetimden en önemli istek transfer ve maddi durumun düzenidir
yönetimin sadece bu işlerle ilgilenmesi gerekir. Kulübün yaturım
aracı olan en önemli faktör scout ekibidir. Scout ekibi kulübün
malıdır, hocanın değil, en az 200 kişilik oyuncu havuzu olmal,
ekstrem bir durum olmadığı sürwce uzun süredir gerçek anlamda
takip edilen oyuncular antrenöre sorulur analizleri yapılır
artıları eksikLeri karşılaştırılır ve transfer yapılır.
Tabiki herşey toz pembe gitmeyebilir eksikler olabilir ama kurt hoca
bu eksiklikleri kadrosundan bulup çıkarması için oradadır.
Bundan sonra yönetim olarak sizden istenen sorunlar aşşağıya
inmeden kesin bir şekilde sonuçlandırılmalıdır.
Sonuç şampiyon olmak için değil, takımın başı dik
alkışlanarak sahadan ayrılmasıdır.
E tabiki şampiyon olursak birey demeyiz he.. t
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder