28 Mart 2013 Perşembe

HUZURLARINIZDA BAY DÖVME BEZELYE

Bu giderken ki halimiz bezelyeler
   Belli bir süre öncesinde dövme isteğimin tekrardan kabardığını ve bunun içinde dövme yapmak istediğim bölgem ve şekli hakkında bezeleylerim ile sohbetimi hatırlarsınız dövmeci bezelyelerim...

  
...Merdivenlerden önce Son karar... 

Dileğimiz böyle olması...

  Kesin kararımı verdikten sonra ve tabiki dövme içinde gerçek bir ismi bulunca her zamanki yoluma yani kadıköyde bulunan Golden Arrow Tatto ile tekrardan kucaklaşma zamanı gelmişti. 2012 yılı Tatto yarışması şampiyonu Fahrettin Demir e teslimat yapılacak sol kol uzatılmış oldu.
Çalışmalar başlamıştır..
 Hijyenin dövme için en önemli konulardan biri olması ve kimi gönderdiysem aynı zamanda kimden duydumsam  bu hususta istisnasız en derin çalışmayı yapan Golden Arrow beni utandırmayacağa benziyordu. Saat 13:00 gibi başlayan çalışma saat 18:00 e doğru şekillenmeye başlamıştı. Ağrı varmıydı kadınlar için ağrı olduğunu düşünmüyorum ve benim gibi derdi bol olan adamlar için ise sinek vızıltısı gibi geliyordu.

    İnsan hayatta sonradan düşünmediği hiçbirşeyi yapmayacak yapmak için çaba harcamayacak. Yoksa yapacaklarından ve yaptıklarından pişmanlık duymaktan kendini hasta ve dert babası eder. Onu bildiğim ve artık anladığım içinde bu konuda ince eleyip sık dokudum ve isteğim bir tercihi yaptığım içinde çok mutluyum dövmeci bezelyelerim...

Buda dönerken ki halimiz olsa gerek bezelyeler...
Benim için dövmede önemli olan siz istemediğiniz sürece karşınızdakinin gözünün içine girmemesidir. Kısa kollu tişörtlerin altında kalan sadece sakalları gözüken dövmem merak uyandırıyor bu aralar spor salonunda..
Çekim işi biraz zor oluyor kusuruma bakmayın bezelyeler...

Ufak bir tadilatı kaldı sadece..
  Nisan ayı içinde tekrardan gidip biraz gözlerini rötüşlatacağım ve güzel birde yazı yazdıracağım bilen biliyor ne yazılacağını.. Bakalım sonuç nasıl olacak ve sizlerinde yorumlarını bekliyorum bezelyeler......................................

21 Mart 2013 Perşembe

AYAKLARA YENİ HEDEF KONDU

 Başlangıç Noktası Kaya Ramada

Nisan ayının aktivitesi olarak karşınıza çıkan bir post bezelyeler.. Biraz abartı olarak sizlere gelebilir ama ben bunuda yaptım demek için birebir geldi benim küçük gözlerime....................................................................

Program şöyle icap edecek; ilk başta bir ay içinde bomboş bir pazar günü bulunacak. Daha sonra saat 06:00 ya kurulacak gerçi benim saatim hep o vakitte kurulu ama neyse, kalkılıp eşofmanlar veyahut hava bültenine göre şort ama diz altı olmak şartı ile ve birde gri olmayacak ( bunların sebebi olarak bayanlar beğenmiyor galiba diğerlerini) Sırta küçük bir erzak çantası tipinte sırt çantası takılıp yola çıkılacak. Beylikdüzü tarafını bilen arkadaşlara güzergah başlangıcını mertrobüsün 2. durağı olarak tarif edebilirim. En iyi dostum ayaklar ile ilk nokta olan Avcılara yolculuk başlayacak. Yolda fotoğraflar çekilecek tabii halim olursa orası ayrı bir konu ama ben hedef koyduysam yaparım gibime geliyor buda onlardan biri olacak. Avcılardan sonra güzergah E5 üstünden Yenibosna, Bakırköy, Merter, Cevizlibağ istikameti olacak. Cevizlibağa geldikten sonra takribi saatin 12 dolayları olması gerek. Ondan sonrası için E5 den çıkıp ara yol olan ama kalabalıklığı ile canım hiç sıkılmayacağını düşündüğüm Şehremini istikametine girilip fındıkzade, aksaray oradan fatih İMÇ haliç derken karşımda  Galata kulesi gözükecek. (Hem bu arada ter kokusu içinde çözümlerim var ona göre:) ) Artık sadece son yokuş ve ardından koskoca bir meydan Taksim Cumhuriyet Anıtı o gün en çok emeği harcayan benim için orada dikiliyor olacak. Bunun içinde gerisi artık teferruat denilecek. Bu dünyaya gelen ufacık bir can olarak kendime böyle bir acı çektirme derdindeyim süper bezelyelerim ( Gerçi çektiklerimin yanında sonradan hatırladığımda bana keyif vereceğini düşününce takrar tekrar yaparım gibide gelmiyor değil.......

Bakalım bu seyrüsefer için benim bezelyelerim neler konduracaklar emrilyonun postuna merakla bekliyorum.. 

Son nokta Taksim Meydanı


Uçuş Mesafesi: 29.57 km = 18.37 mil
Karayolu Mesafesi: 41.5 km = 25.8 mil
Yaya olaral Varış Süresi : Saatte 5 km hız ile yürüyerek 7 8 saat arası.. 


Not: 1 Nisan geliyor dilek dilemek için bu yıl BüyükAdaya yolculuğum olacak Allah izin verirse Aslan oğlum ile beraber gideceğiz bunun için havanın ve keyfimizin yerinde olması gerek bunun içinde ayrı bir post yazacağım hiç merak etmeyin. Sizinde olmasını istediğiniz ve olduğunda oraya asacağız bir beziniz varsa gelin birlikte asalım derim sizlere.... 1 Nisan Pazartesi gününe denk geliyor ama artık o kadar dilemek istedikten sonra bizim Rahip bir günün havasını yapmaz bize....:)

 Grup Çoğalıyor : bu postu yazdıktan sonra takipçilerim olan ve yürümek hakkında güzel hisler bekleyen grubumuzdan Mr.E Lazoooo ve Savicevic adlı bloggerlar da emrilyo'nun yolculuğuna yollarımızın kesiştiği yerden katılıp hep beraber Taksimi fetih etmeye gideceğiz haberiniz ola bezelyeler

15 Mart 2013 Cuma

Güzel Bir Pazar Günü Kaçırması



Can Oğlum ve Arabaları
    Can oğlum ile süper bir pazar daha başlamıştı, artık benim için gün onun yanında gerisi teferruat bundan sonra...  Kafamdaki plan küçük bezelyemi alıp motor ile adalara gitmekti ama sabah denizin benim hayatım gibi dalgalı olduğunu görünce onada güvenemeyip ben en iyisi Caddenin tozunu atalım dedim iki bıçkın delikanlı olarak ne yapalım onun yanında insan kendini genç hissediyor.
 
     Tosbağa bezelyem her zamanki gibi kendini bana aşık etmekte bir numara, dişlerimin gözükmesini sağlayan tek varlık bir tanecik bezelyem.. Baba oğul gezmeler tozmalar yaptık.. Biraz toplu taşımaya alışması için planlarım vardı ve öylede bir gün oldu. Beraber dolmuşa bindik ve her gördüğüne bu ne bu ne diyerek benim dişlerimi ortaya çıkartmaya devam eder oldu.

    Caddede bir bankta otururken kenar tarafta kazı kazan satan teyzeyi fark edip bu ne demesiyle gel beraber bakalım can oğlum deyip elini attığı kazı kazanlardan 10 tane alıp tekrardan kazımak için oturduğumuz banka U dönüşü yapmış bulunduk sonradan fark ettiğim anne kızın bizden sonra sadece 1 tane kazı kazan alması (bizim şansımız mı yoksa teyzenin şansımı veyahut benim can oğlumun başkalarını mutlu etme isteğimi orasını bilemedim ) ve aldığı kazı kazana 5000 TL. lik ikramiyenin çıkıp can hiraş bir vaziyette zıplayıp hoplayarak ortadan kayboluşlarını izlemiş bulunduk. Ama o an benim elimi tutan o küçük elin değeri paha biçilemezdi...

Tren heyecanı
    Güzel bir yemek yedikten sonra arada ıslatan yağmuru ve bizim tosbağanın her su birikintisine şapur şupur basması ile süper günün dönüşü başlamıştı. Dönerkende hayattaki en güzel yolculuk olduğunu düşündüğüm tren keyfini yaşaması için trene binmeye karar verdik. Tabiki kucağımdan dışarıya bakarak müthiş bir mutluluk yaşayan can oğlumu izlemek bana birazcıkta olsa enerji depolamamı sağlamış oldu. Ayrılık saati gelince artık yapacak birşey yoktu. Öpüştük koklaştık hele hele o gitmek istemeyip BABAM demesi...


            Yazık hayat kahır ediyorsun bana günümü gecemi .... Zaman diyorum başka birşey demiyorum bezelyelerim...
              Not: Kazı kazan hikayemi anlattığım 2 iş arkadaşım ile öğle yemeği yerken karşımızda duran kazı kazancıyı görmeleriyle elimizde ardı ardına kazınmış 100 e yakın kazı kazan kartı olması arasında geçen sürenin 10 dakikayı geçmemesi ve cebimizden çıkan paranında 50 TL. yi bulması kalın bir öğle yemeğine patlamış oldu. Ama neymiş Şanslı olan benmişim böyle CAN bir OĞLUM olduğu için....
           



              HAYAT : ZAMAN : İYİ YADA KÖTÜ AMA KESİNLİKLE ZAMAN BEZELYELER

2 Mart 2013 Cumartesi

SADECE HAMAM KEYFİ

 
Girelim bakalım..

     Mart ayının ilk postunu yazmak için fazla beklememe taraftarı olduğumu size göstermek için bu çalışkan postu hazırlayıverdim bezelyelerim..

Çok dikkatimi çekti ve müthiş bir yapı Mimar Sinan'ın eseri olunca ne olsun ki..
       Hafta içleri genel olarak spora gittiğimden ve gidemeyince kendimi suçlu hisstttiğimden olsa gerek gene iş çıkışı koşturuverdim spor salonuna ve programımdan kaytarmayarak Enes hocamıda kırmadan duşumuda yapıp kapıda buldum kendimi, yarım litre sütümü içip süt çocuğu moduna girdikten sonra da o akşamın esas programı olan Hamam ve Sauna keyfi için tarihi Büyükçekmece Hamamına doğru yola düştük yol dediysemde öyle abartmayayım araba ile 5 dakikacık mesafe uzaklıkta olan Hamama biz gideceğiz gideceğiz diye öldük bittik ne zamandır. Büyükçekmece Kültür Merkezi Alanına gelince tarihi eserler hemen dikkatimizi çeker oldu. Hamamın etrafında Sokullu Mehmet (1500 lü yıllar) zamanından küçük bir caminin oluşu Hamamında kaç yıllık olduğunu gösteririr oldu bizlerede ve kapıdan içeri girdiğimizde artık ben benden çıkmıştım. O sıcacık su bütün vucuduma nufüs etmişti ve sağlam bir kese ardından güzel mi güzel bir masaj ve göbek taşı keyfi sınırlarımı zorluyordu. Ardından odama çıkıp 25 dakika güzel bir kestirme ayran ve hararetim için demli bir çay ve tam tamına 4 aydır uyuyamayan bezelyenin saat 11:30 'da Pestil vaziyetinde yatağa gömülüşü....
Hamam oğlanları yok ama ona göre..

     Olay budur artık her ay en az 1 kere Hamam sefası yapılacağı duyurulur bezelyeler.. Sizleride beklerim ona göre....


Keyif keyif getiriyor İnsana...


Faydaları saymakla bitmiyor bende foto koyayım dedim.


Not: Bir aksilik olmaz ise diğer yazım erkeklerin çogunun heves için bile gittiği kadınların ise sadece işi olduğu için gittikleri bir yerin posttu olacak.. Bakalım tahmin eden olacak mı?