5 Temmuz 2012 Perşembe

TAMAGOTCHİ ve BAĞIMLILIK SANAL BEBEK

Hangisi daha güzel


       Hatırladınız siz onu, bir ara hepinizin elindeydi bu tamagotchiler aklınızı alarak büyütüyordunuz bebeklerinizi aman yemek saati aman altını değiştirmek , sevgi vermek , ilgi gerekli, aaa uykusunu şaşırmasın uyuması gerekli, öyle bir uyku saati ayarlamak lazımki sizinde o saatte uyumanız gerekli yoksa gecenin bir körü kalkar sizi uyutmaz ona göre...

        Koca adam oldu okula gider artık diye sevinmeler, a tamagotchim acıkmıştır eve gidip yemek yedirmem lazımlar, çaktırmadan ders arasında altını değiştirmeler, akıl almaz bir bağımlılık yapmıştı belli bir grupta bazıları çabuk atlattı ama bazıları gerçek bağımlı oldular bu küçük ama tehlikeli oyuncağa,  yaşları ilerleyince galiba 13 yaşında hakkı rahmetine ulaşıyordu tamagotchiler ve işte zurnanın son deliği o zaman başlamıştı bazıları için, boşluğa düştüler ne yapacaklarını bilemediler, sonradan haberlerde tamagotchisi öldü diye intihar eden kızlar duyar olduk yada komaya girenler...

        Yanlış hatırlamıyorsam bir ara yasaklanmıştı bile, şimdi ne oldu tamagotchilere yoklar artık ama başka başka bağımlılıklar var artık, kadın erkek fark etmiyor. İnternet tamda bunu anlatıyor artık ister istemez belkide telefondan bile daha bağımlı yaptı kendini bizlere, bunun için yapacak birşey yok sadece sadece doğru kullanmaya çalışmamız gerekiyor.
         Tabiki artık bunu nasıl başarabilirsek.....

4 Temmuz 2012 Çarşamba

İNŞAAT SEKTÖRÜ

Turistler bunun için mi geliyor

    Ekmek paramı kazandığım sektörden bahsetmek istiyorum sizlere, biraz zor olacak çünkü 200 sektörüde aynı anda harekete geçiriyor. Bununla birlikte bizim gibi 3. sınıf ülkelerde belli sürelerde
ekonomiyi tek başına sırtlıyabiliyor şu anda olduğu gibi...
      Bunun çok tehlikeli bir durum olduğunu ne yazık ki göremiyor yada görmek istemiyoruz. Avrupa'nın önemli inşaat ülkelerinden İspanya hızlı bir şekilde inşaat sektöründe büyüdü. Düzenli ve dengeli bir büyüme çalışması yapmayarak şuan çok büyük bir krizin eşiğinde içindede diyebiliriz. Bu durumun bizim ülkemiz Türkiye'nin de başına gelmemesi için hiçbir çalışma bulunmamaktadır.
      İstanbul başta olmak üzere dikkatsiz gözlerin bile boş bulunan her araziye yada dolu olan arazilere bile birer birer  towers'lar recidence dedikler kutuları dikiyorlar. Ben bunları hergün birer birer geziyorum. Ne ile karşı karşıya olduğunuzu, sadece bir kutun içinde 4 duvarda olduğunuzun farkına varın, size kendi hisleri olan bir apartman vermiyorlar. Bir beton yığını hazırlıyorlar. Ama ya dönen rantlar, karşılanan belediye harçları, karşılıklı resmi olmayan anlaşmalar,  güneş görmeyen evler, yada bir bina sayesinde o bölgenin bütün silületinin bozulması, 5000'lik plan dedikleri raporlamalara rant için bir günde değiştirip istedikleri araziyi mütahhit dedikleri şahsiyetlere peşkeş çekiyorlar.  Bunlarla kim ilgilenecek ki yada kimin sorumluluğunda herkes kendi cebinin düşünürse gerçi ceplere sığmayacak paraları konuşuyorum ben bu noktada, aklınızın almayacağı basit paralar bunlar, kimse beni ve benim gibi insanları aldatmaya çalışmasın herkes bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığında...

      Yolun sonuna az kaldı artık,İnşaat firmaları iki yıl önce piyasada kullanılmaya başlanan barter denen bir sistem sayesinde dönebiliyor. İnşaat firmaları betonu daire karşılığı alıyor, kapıyı pencereyi daire karşılığı alıyor. Arsayı daire karşılığı al, projeyi daire karşılığı çizdir. Aaa dikkat daha bu dairelerin tapuları yokken sadece bir sözleşme ile verilen daireler bunlar, sonra 20 ay denen projeler 60 ayda bitmez oluyor. Bundan kim zararlı çıkıyor. Herkes yani biz mahkemelerin dosya konularında onuncu sırada arsa davaları, bu dünya genelinde ilk üçte olduğumuzu gösteriyor.

      Belki sizinde bir arsanız var, ordan köşeyi dönmeyi düşünüyorsunuz, ama iş göründüğü gibi değil, işin sonu dönüp dolaşıp bize dokunacak bunu sakın unutmayın..

     Not: Eski ustalar ne yazıkki artık yok. Barter sistemi sayesinde taşeronluk uçtu gitti. Buda işi kalitesizleştiren en önemli etkenlerden biri...
Güliverin Maceraları
    Not2: 1999 depreminden sonra her inşaat projesine Yapı Denetim Firmaları zorunlu tutuldu. Yani sizi denetleyecek bir firmaydı bu, sonra ne oldu o Yapı denetim Firmaları İnşaat firmalarına ortak oluverdiler.
         Ne demekti bu; denetleyecekleri İnşaat firmasının ortağı olan bir firma zarar etmek istermi ?

  

KOKOREÇ

Yemede yanında yat misali

  Bazılarınızın sesini duyar gibiyim. Nereden çıktı bu şimdi der gibisiniz. Ama ne yapayım canım gene kokoreç çekti. Evet evet biliyorum. sağlığa zararlı, aynı zamanda da avrupa Birliği standartlarına da uymadığından kokoreçte tehlikede ama bu benim böyle bir lezzeti yememi engelleyecek bir durum değil gibime geliyor.
    Türkiyede sokakların değişilmez tatlarından biri olan  Kokoreç, Anadolu ve Balkanlarda koyunun ince bağırsağından ve bumbaran yapılarak şişe sarılıp kor ateşte kızartılan bir çeşit sokak yemeği yada hazır yemektir.

     Hazırlanışı
Öncelikle bağırsaklar içten ve dıştan temizlenir. Kokorecin iç kısmı bumbardan, dış kısmı ince bağırsaktan yapılır. Uzunca bir şişe bumbarlar geçirilerek başlanır. Daha sonra ince bağırsaklar şişin etrafına defalarca dolanır. Ara ara ince yağ tabakaları yerleştirilir.
Bir sarmayı bana verseler
Şişler genellikle kokoreç için özel hazırlanmış mangallarda yatay bir konumda asılı bir şekilde ve döndürülerek pişirilir. Kızartmadan sonra kesit kesit alınarak, bol baharatlanır. (İsteğe bağlı olarak) iki bıçak yardımıyla kuşbaşı büyüklüğünde doğranır. En çok tercih edilen baharatlar, kimyon, kekik ve acı kırmızı pul biberdir.

  

3 Temmuz 2012 Salı

TRAFİK NERELERDE?


                  Yok yok bu bir şaka olmalı, inanılmaz bir nokta koyulur bunun sonuna, İstanbul trafiğinin halini İstanbullu olmayanlar bile bilirler, trafiğe girdiğinizde o trafikten çıkmanın ne zaman gerçekleşeceği şansa kalmıştır. Yapacak birşey yoktur artık. Kendinizi simitçileri, kağıt helvacıları, şarj aleti satanları takip etmeye başlamış bulursunuz.
                   
                    Ama benim başıma gelen olaydan dolayı şaşkın oluşumun nedeni işte burada normal bir İstanbulluyla çelişir durumda, geçen günlerden birinde sabah saatlerinde beylikdüzünden avcılara gitmem gerekiyordu. Trafik kabusunu yavaş yavaş hissetmeye başlamıştım ki o korktuğum trafik bir türlü karşıma çıkmıyordu. Ardından avcılardan bakırköye gideceğimden korkum o yola doğru kaymaya başlamıştı ki fren bile sıkmadan bakırköy deniz otobüslerinin orada kendimi buldum. Belli bir süre afallamış olduğumu anladığımda en başa geri dönmem gerektiği aklıma geldi. 30 km yi 20 25 dakikada almam lazımdı ki görüşmeye yetişebileyim. Şirketi arayıp bayağı geç kalacağım dedikten 18 dakika sonra (sakın hızlı gittiğimi düşünmeyin yolda sadece ben gidiyor gibiydim) ofisten içeri girdim ve tarihe bu günü altın harflerle yazdırdım.

                   Tam tamına 50 dakikada beylikdüzünden avcılar bakırköy tekrardan dönüş olarak beykente dönmüş bulunmaktaydım. Bu bir rüya olsa gerekti.

Not: Seni Seviyorum P.S. I Love You

      Kimseden tüyo almadan izlemeye başladığınızda ne ile karşı karşıya olduğunuzun farkında değilsiniz demektir. 2007 yapımı filmin 5 yılda büyük bir kitlenin aşk filmleri sıralamasında  ilk 10'a girmeye hak kazanıp, Hilary Swank ve Gerard Butler'ın filmotolojisinde önemli bir yer tutan        Not: Seni Seviyorum  P.S. I Love You aşkın kutsanmışlığını anlatan, aynı zamanda İrlanda'nın inanılmaz görüntüleriylede görsel olarakta büyük bir etki bırakmıştı.

     Farklı kadınların duygularını açıklıkla dile getirmesiylede farklı bir bakış sunmaktadır. Gerard Butler da filmde rolü gereği sakin sevgi adamı yakışıklı ve çekici olduğundan bayanlar arasında ilgisini arttırmıştır.


Müzikleriylede bir hayli iddialı olan film benim arşivimdede ön sıralarda bulunmaktadır.

Size filmin ateşini tekrardan hatırlatacak görüntüler ve müzik ile başbaşa bırakıyorum.

Bundan fazlasını söylemeye gerek yok sanırım, artık izlemiş olanlardan, izlemeyi düşünenlerden ve izleyeceklerden bekliyoruz bu duygusal filmin yorumlarını.....


  

2 Temmuz 2012 Pazartesi

MOTORSİKLET VE BİZİM HALLERİMİZ

   Yaz geldi ve benim motor sezonum açılmıştır arkadaşlar bundan sonra saçlarımı sağa sola savurarak gezerim kışa kadar, tabiki birazcık usta olduğumdan dolayı bunu diğer motor sevdalılarına öğretme isteğim oluşmakta, bunlardan biride sevgili karım oluyor.

   Hadi gel biraz motora binelim dediğimde bu kadar istekli olacağını düşünememiştim. Meğersem onunda benim ile ilgili planları varmış.  Boş sandığımız bir alana geldiğimizde bende biraz deneyebilirmiyim diyerek ön koltuğa geçmiş bulundu. Gel gelelim bu hareketi yaptıktan sonra olan benim canım ayaklarıma oldu. Sağdan sola yukarıdan aşağıya koşarak en az 3 km'lik parkuru bitirmişimdir.
     Videolarda gördüğünüz gibi tam yanına gelirken tekrardan hareket edişleriyle bayağı bir acı çektirmiş oldu bana, üstüne üstlük ters şeritlerde de giderek kalbimin hızlı atmasınıda sağladı.
    

    Bazen çekimin kalitesiz olduğunu görüyorsunuz, bunun sebebi ne yazıkki kalbimin ağzımda atmasıdır. Bunun için özürlerimi iletirim. Ama sonlara doğru bayağı bayağı kullanmaya başlayan karımı tebrik eder, başarılarının devamını dilerim.

1 Temmuz 2012 Pazar

VECİHİ HÜRKUŞ

Benim hayatıma Türk Sinemasının en komik karakterlerinden biri olan Şener Şen'in Gülen Gözler filminde canlandırdığı Vecihi karakteriyle giren bir isimdir. Uzun bir süre komik bir karakter olarak tanıdığım vecihi ilerde tarihe olan merakımın artmasından dolayı gerçek bir havacıya sahip olduğumuzu anladım.

 Vecihi Hürkuş 19. yüzyılda İstanbul'da doğdu.  Birinci Dünya savaşı sırasında pilot brövesi aldı ve ilk bir düşman uçağını düşüren pilot olarak Türk tarihine geçti. Rusların eline geçmesine rahmen yüzerek kaçmayı başarmıştır. Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve son uçuşunu yapan pilottur. İzmir (Gaziemir - Seydiköy) hava meydanına ilk giren ve işgal eden kişi olur. Vecihi Bey'e kırmızı şeritli İstiklal Madalyası verilmiştir. Ayrıca TBMM tarafından üç kez Takdirname verilmiştir. Üç takdirname verilen tek kişidir. Savaştan sonrada boş durmayan Vecihi uçak yapımı için çalışmış ve farklı farklı zamanlarda 3 ayrı tip uçak yapmıştır. İlk yaptığı uçağı uçurur. Vecihi Hürkuş'un ödül beklerken ceza almasının nedeni, havacılıktan anlayan kimsenin bulunmamasıydı. İzin verecek merci olmadığı için, izinsiz havalanmış, bu yüzden de cezalandırılmıştır.
         
                1954 yılında İlk sivil havayolu şirketimiz Hürkuş Havayollarını kurmuştur.
                Türk Havacılık tarihinin en üretken ve girişimci kişilerinden olan Vecihi Hürkuş Ankara'da 16 Temmuz 1969 tarihinde Gülhane Askerî Tıp Akademisi Hastanesi'nde vefat etmiştir.
   
               Böyle şahsiyetli çalışkan üretken yaratıcı insanlarımızı her zaman her yerde anmamız ve hatırlamamız gerekir.