26 Ekim 2012 Cuma

HAYALLERİMİZ, YAPAMADIKLARIMIZ ve BAŞARDIKLARIMIZ

               İnsanlar doğduklarından beri hayatta birşeyler olmak ve hep birşeyler yapnak isterler bazen küçük olan istekler yeri gelir boylarından büyük olurlar ama genede yapmak için can atarlar. Ama ya gerçekleştirmemeye başlayınca birde en kötüsü gerçekleştirememek bir alışkanlık olunca ise onlar için kayıp zamanlar başlamış olur.

               Küçükken hangi çocuk doktor, öğretmen, polis, asker olmak istemezdiki, yada biraz büyüyünce ben tek başıma dünyayı dolaşacağım, erkenden bodruma yerleşeceğim, 10 tane çocuk yapacağım (biraz abartı oldu galiba yarım düzine diyelim), heryıl bir ay tatil yapacağım,  5 yabancı dil öğreneceğim (2'de iyidir ama neyse kırmayın işte), afrikaya gidip safari yapmayı, süper bir vucüda sahip olacağını hemde hergün deli dana gibi yiyerekten, hayatta aynı kafada olan karşı cinsle ile birlikte huzurlu mutlu bir evlilik yapacağını yada beraber yaşayacağınıda desek olur hani, 2 katlı pembe panjurlu içinde kedilerin köpeklerin yaşadığı evide söylemeyi unuttum sanmayın bu arada, siz hiç maddi sorunlu bir hayal gördünüzmü?
     
               Sonuç hayatta belki istediğimiz herşey olmuyor ama bu bizi mutlu etmeyeceği anlamınada gelmiyor sevgili bezelyeler..  Gelin hep beraber gerçekleşen hayallerden bahsedelim birbirmize...
  
               Benim gerçekleşen hayallerimden bazıları şöyle mesela...

               Huzurlu ve mutlu bir evlilik,,
               Belki yarım düzine değil ama 1 tane can mı can velet,
               Evimde 4 ayaklı canlılar yaşıyor ( hayalimdi)
               Sağlam mı sağlam dostlara sahibim bu hayatta çok zor bulunuyorlar..
               Allaha şükür cebimdeki yetiyor.. ( ama şimdilik :)
              Sıra sizde siz keyifle yazarsanız sanki devam ederim gibime geliyor...
  

22 Ekim 2012 Pazartesi

BASİT CANLI BİZ ERKEKLER

         

        Gel gelelim şunun şurasında birazda kendimi yani erkekleri anlatalım diyerekten dert olayım birazda bize üzülün ah yazık vah yazık deyin diye döktüreyim kelimeleri istedim.


        Cem Yılmaz bile ne diyor; göster herkese bezelyeyi oğlum hadi bak diye büyüyoruz biz, doğuştan embesil olmaya programlanıyoruz anlayacağınız. Rahatlık içimize işliyor yüz kızartıcı hiç bir şuçumuz olmuyor. Okulda çocuk dövüyoruz aferin oğluma diyorlar. Manita yapıyoruz bizim aslan zampara oğlum oluyoruz. Sabah öğle akşam yemek yiyip 100 kilo oluyoruz izbandut gibi olmuş benim yalı kazığım diyorlar. Kıza yamuk ana avrat düz gidilecek işler yapıyoruz erkek adam olur yapar öyle diyorlar. Sabahlara kadar eve gelmiyoruz erkek adam diye yanımıza kar kalıyor. Okulu 7 yılda bitiriyoruz zamparalık yapmıştır kereta deyip sineye çekiyorlar. Sonra neler mi oluyor aynı rahatlıktaki adam iş hayatına giriyor, herkesten ana baba rahatlığı beklerken bir bakıyor karşısında robokoplar, amanın deyip tırsarken bir anda aptallaşmasına sebep olan manita karşısına çıkıyor ben hayatımda evlenmem derken bir bakmışsın nişan nikah düğün ve bebek oluyor. 

       Yalıkazığı gibi büyüyen o çocuk bu kadar sorumluluk içinde eziliyor perperişan olup tırışkadan nağmeler ekibine üye oluyor.  Hayatı boyunca sıcak sudan soğuk suya elini sokmayan o çocuk elleri haşlanacak suya bodoslama bütün vucudunu sokar oluyor.

       Bu çocuklara bu gazı veren Analar başta olmak üzere; bu basit sadece nefes almaya programlanmış canlıları yetiştirirken yeni özellikler eklemek yerine olan özelliklerinide sildirerek sadece emme basma tulumba imalatı için uygun vaziyete getiriyorlar.....
     
       Evetttt bu kadar basit bir canlı için esasında kendi yaratılışını ve yaşam evresini anlatmak bile büyük iş ( belki ben biraz syber moduna geçmişimdir deyip havaya gireyim basit canlı olarak)

      Tabiki daha varoluş sebeplerimiz var ama oda dünyanın varoluş sebeiyle bir olduğundan bize kalmış yoksa hikaye bize kalmaz anlayacağınız ( topuna kibrit suyu misali desem)
 Ama neye yarar bezelyelerim......

                                                                  Gene bekleriz ekibi olarak selamlandınız bezelyeler....

8 Ekim 2012 Pazartesi

SADECE TOPLANTI



  Size komik ama gerçek bir hikaye anlatmak istiyorum küçük bezelyeler....

  Kalabalık bir şirketiz diyebilirim.1500 e yakın ve bunların 1400 tanesi hemcinsim olan bir inşaat şirketinde çalışmaktayım. Geri kalan 100 adet karşı cinste ne yazıkki sekreterlik mevkisinde tutulmaktalar. Başka bir mevkiye bayan çalışan alınmadığı benim dikkatimdeydi ama o günkü toplantıyla herkesin dikkatini çektiği belli olmuş oldu.
   Ay sonu toplantılarından birinin olması gereken cuma günü yerine pazartesi gününe alınmasıyla muhabbetinde haftalık futbol geyiği moduna geçilmesi sağlanmış bulundu.. İçeride bulunan 40 45 kişinin aynı anda futbol patronu kesilmelerinden dolayı muhabbet tavan yapıp o penaltı verilmeliydi, o gol kaçmazdı o isim oynamazdı derken içeride bir anda tıp oyunu oynar gibi ses kesilmiş bulundu. Sebebini anlamak için kapıya bakmak yeterli oldu bir anda (inşaat sektörünün durumunun içler acısı olduğunu anlamanız dileğiyle) kapıda iki tane yeni mezun mimar iş arkadaşlarımız olduklarını kısa sürede öğrendiğimiz genç kız girdiler. Benim 10 yıldır tanıdığım abilerim kardeşlerim dediğim hemcinslerimden bir anda gereksiz futbol sohbeti bitip memleket meseleleri, ekonomik durum, projeler, belgesel hikayeleri başlamış bulundu. Bu muhabbet on dakika boyunca vay be dedirtirken bana aklımın karışmasına sebebiyet vermiş bulıundu..
     Esas işin komik tarafıda kızları görmeniz gerekmekte. Bizim bazı abiler onardan daha güzel bile diyebilirim size.. Gerçi biraz ağır oldu ama ne yapayım. Bizim Müdüre biraz makyaj yap biraz saçını başını düzelt 10 takar kızlara...
     Yapacak birşey yok der.... Buradan kaçarım bezelyelerim...
      Memleketimin insanının hali der buralardan kaçarım